Türkiye ve dünyadan 43 baro, hukuk ve insan hakları örgütünden Birleşmiş Milletler Özel Prosedürlerine Kürt politikacı ve insan hakları hukukçusu Aysel Tuğluk’un sağlık durumuna dikkat çeken mektup

Türkiye, gerek iç hukuktan gerekse de uluslararası hukuktan doğan yükümlülüklerine aykırı bir şekilde çok ciddi hastalığına rağmen hapishanede tutmaya devam ettiği Aysel Tuğluk’u ve benzer durumdaki diğer tutuklu ve hükümlüleri derhal serbest bırakmalı.

Türkiye ve dünyadan 43 baro, hukuk ve insan hakları örgütü bir araya gelerek Birleşmiş Milletler (BM) Özel Prosedürlerine, Kocaeli Kandıra F Tipi Cezaevi’nde tutulan mahpus Aysel Tuğluk’un cezaevinde tutulmasının sağlık ve yaşamını ciddi şekilde tehdit ettiğine dair acil müdahale istemli bir mektup gönderdi (İngilizce mektuba buradan ulaşabilirsiniz).

20 Ocak 2022 tarihli mektup, BM İşkence ve Kötü Muameleye Karşı Özel Raportörü, Hakimlerin ve Avukatların Bağımsızlığı Özel Raportörü, İnsan Hakları Savunucularının Durumu Özel Raportörü, Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu, Fiziksel ve Zihinsel Sağlık Konusunda Özel Raportör ve Azınlık Hakları Özel Raportörü’ne gönderildi.

Mektup, bir yandan Türkiye’deki hapishanelerde bulunan tutuklu ve hükümlülerin sistemli olarak maruz bırakıldığı ciddi insan hakları ihlallerine ve tutulma koşullarına ilişkin genel ve güncel bilgiler verirken, bir yandan da ciddi hastalığına rağmen hapiste tutulmaya devam edilen Kürt politikacı ve insan hakları hukukçusu Aysel Tuğluk’un durumunun detaylı bir analizine yer verdi. Bu bağlamda, mektupta özellikle şu hususlar vurgulandı:

  • Tıbbi raporlar, Aysel Tuğluk’un ziyaretçi ve avukatlarının ifadeleri ve duruma ilişkin kamunun erişimine açık bilgiler göstermektedir ki Aysel Tuğluk’un sağlık durumu, kendisine demans tanısı konulduğundan beri hızla kötüleşmektedir. buna göre mahpusun sağlık durumu Kocaeli Kandıra F Tipi Cezaevinde mevcut koşullarda uzun süre hayatta kalamayacağına işaret etmektedir.

  • Aysel Tuğluk’un bu ciddi sağlık sorunlarına rağmen mevcut hapishane koşullarında ve COVID-19 salgını sırasında hapishanede tutulmaya devam edilmesi yetkili makamların iç hukuka ve uluslararası standartlara uygun davranmadığını göstermektedir.

Bu saptamalar ışığında, imzacı kurumlar BM Özel Prosedürlerinden mektupta dikkat çekilen sorunlara ve Aysel Tuğluk’a karşı sürdürülen hak ihlallerine acil müdahalede bulunmalarını talep etti ve onları Türk makamlarına aşağıdaki konularda çağrı yapmaya davet etti:

       i.          Türkiye’nin iç hukuk ve uluslararası hukuktan kaynaklanan yükümlülüklerine aykırı bir şekilde çok ciddi hastalığına rağmen hapishanede tutulmaya devam eden Aysel Tuğluk’un ve benzer durumdaki diğer tutuklu ve hükümlülerin derhal salıverilmesi;

      ii.          hapishanelerdeki tutuklu ve hükümlülerin sağlığa erişim haklarıyla ilgili endişelerin dile getirilmesi ve ağır hasta olanların salıverilme taleplerinin reddedilmesinin ardında yatan nedenlerin araştırılması;

     iii.          bütün hapishanelerde doktorlar da dahil olmak üzere yeterli sayıda tıbbi görevli bulunması ve bunların işlerini müdahalelere maruz kalmadan özgürce yürütebilmesinin sağlanması;

     iv.          bütün hasta tutuklu ve hükümlülerin tıbbi muayenesinin gerçekleştirilmesinde tarafsız ve adil prosedürler öngören ve ağır hastalığı olanların insani sebeplerle salıverilmesini garanti altına alan yasaların geçirilip uygulamaya konulması için Türk yetkililerinin teşvik edilmesi;

      v.          Hesap verebilirlik ve şeffaflık prensipleri ışığında Türk Hükümeti’nin hapishanelere ziyaret ve denetim için bu konuda uzman insan hakları örgütlerine ve hükümet dışı örgütlere izin vermesinin sağlanması.

Mektubu imzalayan kurumlar şunlar: Türkiye İnsan Hakları Davalarına Destek Projesi; AĞ-DA Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dayanışma Ağı; Türkiye; Asociación Libre de Abogadas y Abogados, (ALA), Madrid, İspanya; Özgürlük için Hukukçular Derneği,, Türkiye; Batman Barosu; Bingöl Barosu, Türkiye; Conseil national des barreaux (CNB), Fransa; Dersim -Tunceli- Barosu, Türkiye; Diyarbakır Barosu, Türkiye; Eşit Haklar İçin İzleme Derneği, Türkiye; European Association of Lawyers for Democracy and World Human Rights (ELDH);  European Democratic Lawyers (AED); Hak İnisiyatifi Derneği, Türkiye; Hakkari Barosu, Türkiye; Human Rights Committee of the German Bar Association (Deutscher Anwaltverein, DAV), Almanya; Indian Association of Lawyers, Hindistan; Düşünce Suçu(!?)na Karşı Girişim, Türkiye; İnsan Hakları Gündemi Derneği, Türkiye; International Association of Democratic Lawyers (IADL); International Bar Association's Human Rights Institute (IBAHRI); International Commission of Jurists (ICJ); International Observatory for Lawyers at Risk (OIAD); Lawyers’ Rights Watch Canada (LRWC), Canada; London Legal Group, the United Kingdom; Mardin Barosu, Türkiye; Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), Türkiye; Muş Barosu, Türkiye; National Union of Peoples' Lawyers (NUPL), Filipinler; P24, Türkiye; Çağdaş Hukukçular Derneği, Türkiye; Republikanischer Anwältinnen - und Anwälteverein e.V. (RAV), Almany; Rosa Kadın Derneği, Türkiye; Şanlıurfa Barosu, Türkiye; Siirt Barosu, Türkiye; Şırnak Barosu, Türkiye; Syndicat des Avocats pour la Démocratie: le SAD, Belçika; The Center for Research and Elaboration on Democracy/ Group of International Legal Intervention (CRED/GIGI); The Italian Association Giuristi Democratici, İtalya; The National Association of Democratic Lawyers, (NADEL), Güney Afrika; Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı, Türkiye; Turkish-German Forum of Culture, Germany; Van Barosu, Türkiye.