Uluslararası hak örgütlerinden BM Özel Raportörlerine Tahir Elçi davasında etkili soruşturma yürütülmemesine dikkat çeken acil müdahale istemli ikinci mektup

Türkiye, tarafsız ve bağımsız bir mahkeme tarafından (Tahir Elçi'nin ailesinin usuli haklarına saygı göstererek) adil bir yargılama yapılmasının ve Tahir Elçi'nin ölümünden sorumlu olan herkesin hesap vermesinin ve uygun cezaları almasının sağlaması konusunda uluslararası hukuk yükümlülüklerini yerine getirmelidir.

Türkiye İnsan Hakları Davalarına Destek Projesi, 29 diğer hukuk ve insan hakları kurumu ile birlikte BM Özel Raportörlerine bugün Tahir Elçi’nin 28 Kasım 2015’de öldürülmesi sonrası Türkiye tarafından etkili bir soruşturma ve yargı süreci işletilmesi yükümlülüklerinin devam eden ihlaline işaret eden bir mektup daha gönderdi (İngilizce mektuba buradan, Türkçe’sine buradan ulaşabilirsiniz).

Mektup BM Hakimlerin ve Avukatların Bağımsızlığı Özel Raportörü, İnsan Hakları Savunucularının Durumu Özel Raportörü, Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü, İfade Özgürlüğünün Korunması ve Geliştirilmesi Özel Raportörü, Terörle Mücadele Edilirken İnsan Haklarının Korunması Özel Raportörü ve Azınlık Hakları Özel Raportörlerine gönderildi.

Üç polis memurunun yargılandığı ve Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada, Nisan 2024’te Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı dosyaya esas hakkında görüşlerini sundu ve sanık polis memurlarının beraatini etti. Bu, soruşturma ve yargılama sürecinde Elçi ailesine ve avukatlarına yönelen çok sayıda ciddi hak ihlali ile bir arada değerlendirildiğinde, hayatını insan haklarının korunmasına ve cezasızlık ile mücadeleye adayan Tahir Elçi’nin öldürülmesinin de cezasızlık kalkanı ile kapatılmakta olduğu kaygısını güçlendiriyor.

Mektup, çoğunluğu aynı olan kurumlarca BM Özel Raportörlerine gönderilen benzer talepli Mart 2021’de tarihli mektuptaki analizlerin yanında Tahir Elçi'nin öldürülmesi olayına ilişkin soruşturma ve dava sürecinde devam eden eksikliklerin ve kusurların detaylı bir değerlendirmesine yer veriyor. İmzacı kurumlar Türkiye’nin bu soruşturma ve dava sürecinde uyması gereken uluslararası insan hakları hukuku yükümlülüklerinin altını çiziyor ve BM Özel Raportörlerden bu dava konusunda Türkiye makamları nezdinde aşağıdaki adımların atılması için çalışmalar yürütmelerini talep ediyor:

  1. Davaya bakan Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi, yaşam hakkı kapsamında, tüm sorumluların yargı önüne çıkarılmasını ve Elçi'nin öldürülmesinden dolayı uygun cezalara mahkum edilmesini sağlama yükümlülüğünü yerine getirmeli ve diğer hususların yanı sıra, üst düzey yetkililerin astlarının ihlalleriyle ilgili yasal sorumluluklarını göz önünde bulundurmalıdır;

  2. Bu amaçla, soruşturmadaki ciddi eksikliklerin yanı sıra davaya müdahil olan savcılar ve güvenlik güçleri hakkındaki ciddi işkence ve kötü muamele iddiaları ışığında mahkeme, Tahir Elçi'nin ailesinin cinayeti aydınlatabilecek önemli delil ve tanıklara ilişkin taleplerini dikkate almalıdır;

  3. Yargı makamları, Elçi ailesinin avukatlarına dinlenilme ve talepte bulunma konusunda makul imkânlar tanınması ve Elçi ailesine ya da avukatlarına karşı düşmanca görünen bir tutumdan kaçınılması da dâhil olmak üzere, bu mektupta tespit edilen ve davada mağdurların haklarını zedeleyen uygunsuz önyargı ve ciddi usul ihlallerini gidermek için gerekli tüm adımları atmalıdır;

  4. Tahir Elçi'nin mesleki faaliyetleri ışığında mahkeme, Elçi'nin öldürülmesinde olası bir siyasi saik olup olmadığını, ilgili makamların Elçi'yi korumak için yeterli tedbirleri alıp almadığını ve belirli devlet yetkililerinin olaya karışmış olup olmadığını araştırmalıdır;

  5. Savcıların davadaki tanıklara işkence ve kötü muameleye karıştığını iddia eden çok ciddi iddialar, bağımsız ve tarafsız bir yargı organı tarafından incelenmeli ve iddiaların itibar görmesi halinde, savcılar hakkında kovuşturma başlatılmalı, Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından ilgililer hakkında disiplin soruşturması başlatılmalı ve ilgili deliller Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi nezdindeki dosyadan çıkartılmalıdır;

  6. Elçi'nin ailesi için; AİHM, BM Avukatların Rolüne İlişkin Temel İlkeleri ve Minnesota Protokolü de dahil olmak üzere Türkiye'nin uluslararası yükümlülükleri uyarınca, kendilerinin ve yakınlarının maruz kaldığı ihlallerin uygun bir şekilde giderilmesi sağlanmalıdır.

BM mektubunun yanı sıra, 30’un üzerinde uluslararası kurum bu talepleri tekrar eden ortak bir çağrıya imza attı (açıklamanın Türkçesine buradan ulaşabilirsiniz).

BM mektubunun imzacısı kurumlar şunlar: Türkiye İnsan Hakları Davalarına Destek Projesi (Turkey Human Rights Litigation Support Project, TLSP); Almanya Barosu (Deutscher Anwaltverein, German Bar Association, DAV); Amerikan Hukukçular Derneği (American Association of Jurists, Asociación Americana de Juristas, AAJ); Avrupa Baro ve Hukuk Toplulukları Konseyi (the Council of Bars and Law Societies of Europe, CCBE); Avrupa Barolar Federasyonu (the European Bars Federation, FBE); Avrupalı Demokrat Avukatlar (European Democratic Lawyers, AED); Avukatlar için Avukatlar (Lawyers for Lawyers); Avukatlara Saldırılar İzleme Komitesi (Monitoring Committee on Attacks on Lawyers); Bangladeş Demokratik Avukatlar Derneği (Democratic Lawyers Association of Bangladesh, DLAB); Brüksel Barosu (Ordre des avocats du barreau de Bruxelles); Brüksel Barosu - İnsan Hakları Enstitüsü (Institut des droits de l’homme du barreau de Bruxelles); Cumhuriyetçi Avukatlar Derneği, Almanya (the Republican Lawyers Association/Republikanische Anwältinnen- und Anwälteverein, RAV, Germany); Demokrasi ve Dünyada İnsan Hakları için Avrupalı Hukukçular Derneği (European Association of Lawyers for Democracy and World Human Rights, ELDH); Demokratik Avukatlar Derneği, Almanya (Association of Democratic Lawyers/Vereinigung Demokratischer Juristinnen und Juristen, VDJ, Germany); Demokratik Avukatlar Uluslararası Derneği (International Association of Democratic Lawyers, IADL); Halkın Avukatları Ulusal Birliği, Filipinler (National Union of People’s Lawyers, Philippines, NUPL); Halkın Avukatları Uluslararası Derneği (International Association of People's Lawyers, IAPL); Halkın Avukatları Uluslararası Derneği - Avustralya Şubesi (International Association of People's Lawyers, Australian Branch); Hindistan Avukatlar Derneği (Indian Association of Lawyers); İngiltere ve Galler Barosu İnsan Hakları Komitesi (Bar Human Rights Committee of England and Wales, BHRC); İngiltere ve Galler Hukuk Topluluğu (the Law Society of England and Wales); İtalyan Demokratik Hukukçular (Italian Democratic Lawyers/Giuristi Democratici); Nantes Barosu, Fransa (Ordre des Avocats du Barreau de Nantes); Rennes Barosu, Fransa (Ordre des Avocats du Barreau de Rennes); Rotterdam Barosu, Hollanda (Rotterdam Bar Association, the Netherlands); Seine-Saint Denis Barosu, Fransa (the Bar Association of Seine-Saint Denis, France); Sınır Tanımayan Savunma - Avukat Dayanışması, Fransa (Défense sans frontière avocats solidaires/Defence Without Borders - Lawyers in Solidarity, DSF-AS, France); Tehlikedeki Avukatlar için Uluslararası Gözlemevi (International Observatory for Lawyers in Danger, OIAD); Tehlikedeki Avukatlar İzleme, İtalya Ceza Baroları Birliği (Osservatorio Avvocati Minacciati, UCPI, Observatory Endangered Lawyers - Italian Union Of Criminal Chambers); ve Uluslararası Barolar Derneği İnsan Hakları Enstitüsü (the International Bar Association’s Human Rights Institute, IBAHRI).

Ortak açıklamaya bu kurumların yanında İnsan Hakları Savunucuları Gözlemevi (Observatory Human Right Defenders); Levros Hukuk Merkezi (Legal Centre Lesvos); Lyon Barosu, Fransa; Turin Barosu, İtalya (Turin Bar Association, Italy); ve Uygulamada İnsan Hakları (Human Rights in Practice) katıldı.